Varlik
Eurozine
Varlik
2012-05-29
Özet: Varlik 5/2012
Ali Ayçil
"Bin Tanrı İli" nde Bir Tanrı Adamı: Yunus Emre
Ayçil, Yunus Emre şiirinin doğduğu kriz ortamının genel bir tasvirini yapıyor ve bu şiirin sadece bir yurt kurmaya değil, aynı zamanda yurdun kaybedilmemeye çalışıldığı bir dönemde ortaya çıktığını vurguluyor. Yunus Emre'nin Anadolu coğrafyasını düşünsel anlamda sahiplenmemizde ve bir dil oluşturmamızda en önemli isim olduğunu söylüyor.
Mustafa Şerif Onaran
Yunus Emre'nin Dili: Yunusça
Onaran "Halk edebiyatı geleneğinde Yunus Emre'yi tekke şiirinin izini süren bir ozan olarak değerlendiririz. Bektaşi geleneğine mi sığınmıştı? Ama Anadolu insanı her türlü tarikatın ötesinde 'Bizim Yunus' olarak benimsemişti onu," diyor.
Erdoğan Alkan
Dinde Reformun Öncüsü, Avrupa'ya Işık Tutan Ozan
Alkan "Yunus şiirlerini Moğol istilasıyla parçalanmış Selçuklu Devleti'nin son bulduğu, Bizans İmparatorluğu'nun zayıfladığı, Anadolu'da çeşitli beyliklerin devlet olmaya çalıştığı bir kargaşa ve kan ortamında yazdı. Aynı yıllarda Anadolu; İslam, Hıristiyan ve Yahudi dinlerinin, hatta putperestliğin bile var olduğu dinsel bir kenetlenmeyle karşı karşıyaydı," dyor. Ayrıca Pierre Seghers'in Martin Luther, Erasmus ve Sebastian Frank'ın dinde reformda Yunus Emre'nin şiirlerinden etkilenmiş olabileceği yönündeki düşüncesi üzerinde duruyor.
Bazin Louis
Yunus Emre ve Dil Sorunu
Louis, "Yunus yüksek düzeyli bir düşünceyi, hümanist bir felsefeyi, özgün ve ince bir "gizemcilik"i mümkün olduğu kadar halkçı bir Türkçe kullanarak anlatmak istiyordu. Bunu nasıl başaracaktı?Arapça ve Farsça sözcükleri olduğu gibi kullanmadı, zevk ve zekâ sahibi insanlara yakışır şekilde halkın alışık olduğu söyleyiş şekline yöneldi," diyor.
Pierre Seghers
Yanan Kömür Kızan Demir
Seghers, Yunus'taki hoşgörü anlayışının üzerinde duruyor ve "Tutucu dinsel çevrelerin yok etme ve ayıklama çabalarına rağmen Yunus Emre'nin sözü çağları aşıp günümüze ulaştı. Dünkü gibi bugün de onun gerçeği, yalın, keskin, dolambaçsız ve uyarıcı bir biçimde söyleyen şiirleri bizleri sorguya çekiyor," diyor.
D. Halbout du Tanney
Yunus Üstüne
Halbout du Tanney "Türk halkının dindar ve yazınsal dünyasında, özellikle geleneksel dinsel müzikte Yunus'un şiiri büyük yer tutar. Geleneksel çalgıların eşliğinde, ezgileştirilerek söylenen şiirlerini halk her zaman büyük bir coşkuyla dinliyor. Şiirlerinin bazılarını herkes ezbere bilir. Halkın dilindeki özdeyişlerin, kalıplaşmış sözlerin bazıları, kullanan bazen gerçek sahibini bilmese bile Yunus'tan alınmadır. Onun bu maddi dünyanın ötesinde Tanrı'yla kaynaşma arzusu, bütün zamanlarda olduğu gibi günümüzde de kişiyi avutan ve esrikleştiren bir bildiridir," diyor.
Rahmi Emeç
Eskişehir'de Yunus Emre'nin İzlerine Yolculuk
Rahmi Emeç, Yunus Emre'nin memleketi olarak bilinen Eskişehir'deki yerel yönetimin şairle ilgili yaptığı etkinleri anlatıyor. Ayrıca Yunus Emre'nin mezar ve heykellerinden bahsediyor.
Ömer Faruk
Kenar Notu
Bu ayki Kültür Gündemi konumuz geçen ayki "Militarizmin Tuzağı Olarak Siyasi Şiddet" dosyamızın devamı niteliğinde. Ömer Faruk, Vaclav Havel'in "İktidarsızların Gücü" adlı denemesi üstüne düşüncelerini dile getiriyor: "Havel'in söyledikleri iki açıdan önemli. İlki şiddet içermeyen bir politik varoluş biçimini içeriklendirmesi. İkincisi başka yerlerde büyük toplumsal çatışmalara neden olacak bir 'bölünme'yi şiddete başvurulmadan gerçekleştirilmesinde rol oynaması. Teorik düzeyde yaptığı soyutlamaların uygulanabilir olduğunu göstermesi. 'Bölünme' adına -özellikle bu topraklarda- iktidarın yaydığı 'tahripkâr' anlamın aslında koca bir yalan olduğunu, çok daha büyük bir insanlık buluşmasını önlemeye yönelik bir 'engel/takoz' olduğunu açıklaması, örneklemesi..."